Basında G.L.Y.D
|
|
JAMANAG
|
MARMARA
|
|
|
|
|
Berç
Çalıkman ilk kişisel sergisini Getronagan Derneği'nde açtı
'Ressam diye adım çıktı'
Yarım
asra yayılmış alçakgönüllülük
okunuyor Berç Çalıkman'ın yüzünden. Sergisiz
yayılan ünü, dikkat çekici. Çalıkman kitap,
albüm, program kapakları ve yetiştirdiği öğrencileriyle
tanınıyor. Bir
ressam, hiç kişisel sergi açmamış olmasana rağmen,
nasıl olur da bu denli tanınır. Bir dönem Getronagan
Lisesi'nde müdürlük yaptığından mı?
Kitap kapaklarından mı, yoksa yetenekli öğrencileri sayesinde
mi yayılmıştır ünü? Yanıt: Hepsi. Berç
Çalıkman ile üçüncü adresinde, ilk kişisel
sergisinin açılışlından önce görüştük. İzleyenler
eski bir dost ile ikinci kez tanışmak nasıl olursa, o duyguyu
yaşadılar.
Getronagan Lisesi'ne devam ederken, rahmetli resim hocam, heykeltıraş
Mari Gerekmezyan, muhakkak Akademiye girmemi istiyordu. Lise'den sonra
mimarlık istiyordum, fakat dekorasyon bölümüne girdim
ve mezun oldum. Resimle haşır neşir olmamın bir sebebi
de, hocam Nuri İyem'dir. Büromuzun yanında bir atölye
açmıştı. Onun dostluğuyla, '50'li yıllarda resme
başladım. Bir hız, bir heves, önce non-figüratif
resimler yaptım. O zamanlar modaydı. Bir, iki sefer karma sergilere
de katılınca, ressam diye adımız çıktı.
Sonradan faydasını da gördüm resmin. Karımla
bir portresini çizdikten sonra tanıştık ve evlendik.
Amatörce bir çalışma benimkisi, ama güzel bir meşgale.
Hoşuma gidiyor ve emelim de odur ki, oturup yalnız resim çizsem,
çok daha iyi olacak benim için.
Gecikmiş
kişisel sergi
Kişisel sergimin gecikmesinin sebepleri var, tesadüflere de
dayanıyor. Eski evimizde rahattım, istediğim gibi yağlıboya
çalışabiliyordum. Yeni evde mekan müsait olmayınca,
olmadı. İki saatlik bir seans için bütün takımı
salonun bir köşesine kur, sonra toparla. Yağlıboyanın
keskin kokusu da var. Rahat çalışamadığımdan,
epey bir süre ara vermiştim resme. Rahmetli Sirvart Şahbaz
Hanım kendi pastel takımını hediye etti bana. Bir,
iki deneme yaptım, baktım pastelle çalışmak daha rahat.
Her an önüne koyup çalışabilirsin. Gidip, gelip üstünde
uğraşabiliyorsun. Son yallarda işlerimden de vakit bulabildiğimden,
resmin üzerine gittim. Sadece pastel çalışıyorum şimdi.
Eş, dost sürekli, "Bir sergi aç, sergi aç"
diyordu. Bu ilk kişisel sergimde 44 resmin büyük çoğunluğu
işte bu yüzden pasteldir. Kapakların arasında
Yazar ve şair dostlarımın ricasıyla, kitap kapaklan
çizmeye başladım. Eserden bir pasaj alıyorum, ya
da hikayeleri bütünleyen öğeleri yan yana getiriyorum,
sonra da grafik bir düzenlemeyle kapağı tasarlıyorum.
Rupen Maşoyan'ın çıkarttığım, Tumanyan'ın
"Anuş" adlı kitabına bir kapak yaptım ilk
olarak. Rober Haddeciyan'ın birçok eserinin kapağı
bana ait. Arsen Canyan,
Varteres Karagözyan, Zareh Khrahuni ve Zahrad'm kapaklarını
tasarladım. Maral Topluluğu da 80'lerin başında "Ahtamar"
şarkısını 45'lik yapmıştı; onu resimlemiştim.
Kevork Büyükhagopyan'ın "Yerkaran"ýna (şarkı
sözü kitabı) da bir kapak yaptım.
Öğretmenlik
yılları
Getronagan'da '61-80 arası resim dersi verdim. Çocukları sıkmazdım.
Ne yaparsa, ne kadar yaparsa o kadar artık. Gaye bir şeyin resmini
yapmak değildi, resim yapmaktı sadece. Hatta resim çizmekten
de öte, çocukların resme bakması, güzel sanatlarla
haşır neşir olabilmeleriydi. Kabiliyetli çocuklarım
vardı. Mesela Paçacı Kardeşler, Kirkor Sahakoğlu,
Minas Oflaz. Haçadur Çolak, "Hâla evde resim yaparım"
diyor. Demek ki onda da bir heves kalmış. "Teşekkür
borçluyuz"
Çalykman'ın öğrencilerinden Vartan Paçacı ile sergi açılışında
görüştüğümüzde, "İlk öğrenilen bilgiler aşılıyor,
ama unutulmuyor. İlk oldukları için, hep özel bir
yeri oluyor. Ona teşekkür borçluyuz" demişti. Kırk
yıllık dostları, "Hele şükür" diyebildikleri
sergi açılışında, bir dost ile ikinci kez tanışmanın
mutluluğunu yaşadılar. Ressam Erol Sarafyan, Kristin Saleri,
Berç Toroser, Ayda Derpartoğyan ve Patrik Mesrob II de serginin
konukları arasındaydı. Siz de bir hasreti, pastel tadında
manzaralarla paylaşmak isterseniz, 20 Mart'a kadar Getronagan Derneği'ne
buyurun.
26
MART 1999 (155)
|